Esansiyel Yağlar Bölüm 1-KEKİK

Sizinle yeni bir seriye başlamak istiyorum, uçucu esansiyel yağlar,

Geçenlerde dağlık bir bölgede burnuma gelen kekik kokusu beni bu konuda bir çalışma yapmaya itti, çocukluğumdan beri kekik kokusu ve ve diğer aromatik kokular beni etkilemiştir.

Kekik ,pek çok iklim koşulunda uçucu yağ bakımından zengin olan yaprakları için yetiştirilir

Thymus, Lamiaceae (ballıbabagiller) familyasına bağlı bir cinstir.

Uçucu yağları ekstrakte etmek için hidrodestilasyon, buhar destilasyonu, çözücü ekstraksiyonu, basınç altında ekspresyon, süperkritik sıvı ekstraksiyonları ve subkritik su ekstraksiyonları gibi teknikler kullanılmaktadır

Kekik uçucu yağlarında bulunan timol, γ-terpinen, karvakrol ve p-simen gibi ana bileşikler,  antimikrobiyal ve antioksidan özelliklerden sorumludur

Antioksidanlar; fenolik ajanlar yardımıyla bir ya da birkaç protonu serbest radikal veya serbest peroksit radikali ile değişerek, şelatlayıcı ajanlar ile metalleri bağlayarak, radikal süpürücüleri ile reaktif oksijeni ya da reaktif oksijenin yoğunluk farkını azaltarak serbest radikal oluşumunu azaltır ya da durdururlar(Kılınç, 2021). 

Kekik özellikle cilt sağlığı için oldukça faydalıdır

kekikte hoş kokuyu veren özellikle Timol ve Karvakrol dür

Timol bir terpenoiddir, terpenoidler 5 karbonlu izopren yani terpen türevi oldukları için karbon sayısı 5 in katlarıdır, alkol ve diğer organik çözücülerde çözünür.

Tarihte , eski Mısır’da ölülerin mumyalanması işleminde kullanılmış, herhalde güzel kokmasını istediler, ayrıca eski Yunan’da peynir aroması olarak kullanılmış ve Amerikan yerlileri antiseptik özelliğinden faydalanmıştır.

 

Gelelim bunu bileşik olarak ilk kimin sentezlediğine,

Timol ilk olarak 1719'da Alman kimyager Caspar Neumann tarafından izole edildi. [14] 1853'te Fransız kimyager Alexandre Lallemand timol adını verdi ve ampirik formülünü belirledi. [15] Timol ilk olarak 1882'de İsveçli kimyager Oskar Widman tarafından sentezlendi

2009 yılında, ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA), timolün toksikolojisi ve çevresel etkisi hakkındaki araştırma literatürünü gözden geçirdi ve "timolün minimum potansiyel toksisiteye sahip olduğu ve minimum risk oluşturduğu" sonucuna vardı.